Ezberbozacısı-Peter Pan’e Mektuplar-5

EZBERBOZACISI

OĞUZHAN AKAY

Yapıma aykırı


Hayaliye adlı bir ülkede; masal bu ya,  deneyimli ve şirket sahibi yapımcı, ajansın yolladığı senaryonun bütçesini hazırlama görevini freelance yapımcısına vermiş. O da tutmuş kadro, araç-gereç, ulaşım, yemek vb.’ye % 65, filmin yapımına ise % 35 ayırmış. Ortaya da filmin kalitesini düşüren, garip bir bütçe çıkmış. Tabii böyle bir bütçe analizini kimse yapmadığı için de bu sistem hep geçerli olmuş. Atmasyon sistemi... Komşu ülke Bayramiye’deki başka bir yapım şirketi,  x şirketinden panther vb. kiralayıp y platosuna diğer malzemelerle götürme işini, kast için seçtiği kamyoncu rolündeki şoföre yaptırmış. Buradan bütçeye bir artı sağlamış. Ama bu adam, o kamyona bu malzemeleri nasıl sığdırır, nasıl yükler sorularının yanıtı, işle karşı karşıya kalındığı zaman verilememiş. Zaman kaybedilmiş...

Hayaliye’deki yapım şirketi, filmde rol alacak oyuncuların sete gelişini kendisi organize etmediği için film zamanında başlayamamış. Oysa o oyuncuları sabah erken saatte evlerinden almak her şeyi garantilemenin en ucuz yoluymuş...

RedOne kamerayla film çekimine kalkışan yeni yetme bir başka firma, aslında böyle çekilen filmin de telesineden geçmesi gerektiğini bilmediği ya da işine gelmediği için film yanlış renklerle yayına girmiş. Bu da ajansa filmin özelliği olarak sunulmuş...

Yapımcıdan gerekli bütçe desteğini alamayan usta bir yönetmenden sözgelimi yokluktan dolayı kamerasını konuşturması, mucize yaratması beklenmiş. Ortaya ucuz etin yahnisi çıkmış. Film de bir türlü toparlanamamış, yönetmen bunalıma girmiş... Kurakbul adlı ülkede, başka bir yapım firması da aslında hiç kullanmadığı kadroları ve araç-gereçleri bütçesinde varmış gibi göstermiş. Post işlemleri için yanlış tercihler yapmış.  Veya anlaşmalı olduğu yere yaptırmak istemiş. Daha kısa sürede bitirebileceği bir işi, aynı sonucu alabileceği bir kurgu yöntemini, yetersiz kişilerle ve yaban ellerde daha uzun sürelerde yapmış. Bütçe yükselmiş, işin kalitesi yükselmemiş... Yapım şirketinin az para verdiği yapım amirleri, işin maliyetlerini yüksek göstererek kişisel çıkar sağlamış, daha büyük zararlara yol açmış...

Stajyer ücretine yapım şirketlerinde çalıştırılan, o paraları da zamanında ödenmeyen çocukların verdiği zararlar da bir başka kanayan yara olmuş

Nebula ülkesinde.

Bazı Hayaliye ülkesi ajanslarında ise yapımcılarla işbirliği yapan yaratıcılar,

işi erbabına değil ahbabına verir olmuş hep. Bu da piyasayı tıkamış.

Hatta bazen ülkenin ünlü yönetmenine gelen senaryolar, elini öptürdüğü ajanslara gitmiş. Müşteriler de o ünlü yönetmene şıpın işi film çektirdikleri için pek mutlu olmuşlar.



 

Bunların hiç olmadığı Kristalya’da, son noktayı ben koyarım edasında olan, ne var ki işin yapım sürecinden haberi olmayan yaratıcılar, yapımcı ve yönetmenlerden hesapta olmayan, fuzuli revizyonlar isteyerek zararlara yol açmışlar. Fuzuli revizyonlarla ilgili istekleri bazen öyle bir hal almış ki onların, mekanı nasıl değiştiririz diye, bitmiş filme su katacak hale bile gelmiş. Malum, digital teknoloji her şeye kadir ya, o hesap. Smoke’ta ya da AF’de halledemez misiniz siz bunu gibi sorular sormuşlar...

Oysa PPM denen şey, filmin yapımı öncesinde yapılan toplantı, tam da her şeyi yapmadan önce konuşmak ve kesinleştirmek içinmiş...

Çekilmesi ve oynatılması halinde yayında tepkilere neden olabilecek plan/durum/oyunculuk ayrıntılarına yapılan yapımcı/yönetmen uyarılarına bazı ajansların kulak tıkaması da yaygın olarak çok konuşulur olmuş.

Bazı post prodüksiyon firmalarındaki teknisyenler, iş bilmez yaratıcılarla epey dalga geçer olmuş... Iphone kullanan ve instagramda fotoğraf çekenlerden neredeyse yönetmen icat edilme düzeyine gelinmiş. Buna da ciddi yapım firmaları haklı olarak bozulmaktaymış.

Bir film çekiminde ise müşteri şaryoyla tanışmak istemiş.

Şaryo o sırada meşgulmüş. Çünkü üstünde bir kamera ve görüntü yönetmeni

varmış, sırtı ağrıyormuş. Ülkeler değişiyormuş da hepsi işin detaylarıymış... Yapımıza aykırıymış. Daha neler var da, ne desem loş!

Etik, kütük olmuş. Yatılmış kalkılmış, herkes hayatta kalmış, Sanki Binbirgece hikayesi...








 

;